Tekrar yazmaya başlamak.
40+ devresi gölgesindeki duygularla, hayallerle, katlanabildiğin ve katlanamadığın düşüncelerle sınanmak gibi.
Tekrar yazmaya başlamak sanki kendinle barışmak gibi. Affetmeye izin verebilir misin geçen bunca zamanı, kayıplarını... Bu yaşların penceresinden bakarken, affedebilecek misin kendini. Ve nereye kadar.
Bir günce hayal etmiştim aslında, üç seneyi biraz geçkin bir süre devam ettiğim analitik terapi sırasında, kısa bir ara. Türkiye'de var mı bilmem (googlelamalı mutlaka), terapi günlüğü tutmak gibi. Terapi için ders çalışmak gibi, ya da. Ama yazabilecek kadar uyandığım anlar bir elin parmaklarıyla sayılı kaldığından olsa gerek, elime kalem alamadım. Terapistim mi demişti, ben mi onun sözlerini tamamlamıştım hatırlamıyorum: terapi nükleer etkisi olan bir süreçtir gibi kavrayış uyanmıştı bir gün. Belki, üzerinden neredeyse 2 sene geçerken en son terapi gününden, bu nükleer yangın sayesinde bugün, kalemi klavyeyi aldım önüme, düştüm yoluma.
Burada yahut, her türlü diğer kişisel yazı alanlarında, yazmakla ilgili dürüst olmam gereken bir konu var sanırım.
Düşünce mi önce gelecek, yazı bütünlüğü mü.
DÜŞÜNCE Mİ ÖNCE GELECEK, YAZI(NIN) BÜTÜNLÜĞÜ MÜ
tüm bu yolculuk, söyleyemediklerimi söylemek için (idi) ise, f*ck the system.
40+ devresi gölgesindeki duygularla, hayallerle, katlanabildiğin ve katlanamadığın düşüncelerle sınanmak gibi.
Tekrar yazmaya başlamak sanki kendinle barışmak gibi. Affetmeye izin verebilir misin geçen bunca zamanı, kayıplarını... Bu yaşların penceresinden bakarken, affedebilecek misin kendini. Ve nereye kadar.
Bir günce hayal etmiştim aslında, üç seneyi biraz geçkin bir süre devam ettiğim analitik terapi sırasında, kısa bir ara. Türkiye'de var mı bilmem (googlelamalı mutlaka), terapi günlüğü tutmak gibi. Terapi için ders çalışmak gibi, ya da. Ama yazabilecek kadar uyandığım anlar bir elin parmaklarıyla sayılı kaldığından olsa gerek, elime kalem alamadım. Terapistim mi demişti, ben mi onun sözlerini tamamlamıştım hatırlamıyorum: terapi nükleer etkisi olan bir süreçtir gibi kavrayış uyanmıştı bir gün. Belki, üzerinden neredeyse 2 sene geçerken en son terapi gününden, bu nükleer yangın sayesinde bugün, kalemi klavyeyi aldım önüme, düştüm yoluma.
Burada yahut, her türlü diğer kişisel yazı alanlarında, yazmakla ilgili dürüst olmam gereken bir konu var sanırım.
Düşünce mi önce gelecek, yazı bütünlüğü mü.
DÜŞÜNCE Mİ ÖNCE GELECEK, YAZI(NIN) BÜTÜNLÜĞÜ MÜ
tüm bu yolculuk, söyleyemediklerimi söylemek için (idi) ise, f*ck the system.